Coğrafyamızda çok sıcak gelişmeler
oluyor. Bu gelişmeler Sistem'in Suriye'ye yakında bir müdahale içinde
olabileceğinin sinyallerini veriyor.
Hatay sınırındaki kamptaki mültecilerin
Kilis'e aktarılması ilgi çekici bir durum. Yeni göç dalgalarına karşı Gaziantep
ve Şanlıurfa'da yeni kamplar inşa ediliyor, sanki olası savaşa hazırlık
yapılıyor!
CIA Başkanı, Başbakan Tayyip Erdoğan
ile görüşüyor. Başbakan Erdoğan, Başkan Obama ile uzun bir görüşme
gerçekleştiriyor. Tayyip Erdoğan dostluğunu, Barack Obama yakın arkadaşlığını
ilan ediyor. Üst düzey bilgi akışı, üst düzey “övgüler” aktarılıyor. “Suriyenin
Dostları Grubu” adı altında İstanbul'da bir “paylaşım” toplantısı düzenleniyor
ve simasında zakkumun çiçeğini taşıyan Hillary Rodham Clinton da toplantıya
katılıyor, Başbakan Tayyip Erdoğan dahil Türk yetkililerle üst düzey görüşmeler
gerçekleştiriyor. Diplomatik trafik, diplomatlar ve askerler düzeyinde ve hatta
en üst düzeyde yoğun bir biçimde sürdürülüyor. Türk NATO subayları ve
Pentagonlu Türk subayları müttefikler arasında mekik dokuyor.
ABD-Rusya, Türkiye-Çin arasında kapalı
kapılar ardında görüşmeler yaşanıyor. ABD ve Rus donanmaları coğrafyada
varlıklarını ve hareketliliklerini artırıyor.
Yalnız askeri ve diplomatik alanlarda
değil, finansal alanda da hazırlıklar yapılıyor. Türkiye'deki bazı bankalar
Suriye üzerine “acil” önlemler alıyor. Suriye'de olaylar başlayalı bir yılı
geçmiş olmasına karşın, sanki bir işaret almışcasına “acele” edilmeye
başlanıyor!
* * *
Aselsan [Aselsan (Askeri Elektronik
San.) Elektronik Sanayi), Türkiye'nin önemli ve stratejik firmalarındandır.
Dünya çapında bir firmadır, pek çok ülkeye ihracat yapar. Savunma Sanayi
Müsteşarlığı'nın verdiği ihalelerin genel kazananıdır, en kötü ihtimalle
ihaleyi kazanan diğer şirketin iş ortağıdır, taşeronudur. Genel olarak, TSK'nın
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik üretim yapar, AR-GE çalışmalarında bulunur,
ayrıca piyasaya da iş yapar.
ASELS hisse senedindeki bazı hareketler
dikkat çekici. Citibank Yabancı N.A. aracı kurumu, yılbaşından günümüze kadar
(02.Ocak-06.Nisan tarihleri arasında) sahibi olduğu 4.3 milyonluk lotuna 7.3
milyon lot ilave etti ve şirketin halka açık kısmınındaki sahipliğini %12'den
%32.6'ya çıkardı! Citibank Yabancı, bu 7.3 milyon lot net alımının 4.5 milyon
lotunu 10 TL ve üstü fiyatla 19.Mart-06.Nisan tarihleri arasında
gerçekleştirdi. Citibank yabancı yılbaşından bu yana ve özellikle son yirmi
günde neyi/hangi beklentiyi satın almaya başladı?
* * *
Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği 26.Mart
tarihi itibariyle tüm faaliyetlerini geçici olarak askıya alma kararı aldı ve
tüm büyükelçilik personelini Beyrut üstünden tahliye etti. Büyükelçiliğin
konsolosluk şubesi de 22.Mart.2012 itibariyle faaliyetlerini durdurmuştu.
16.Mart tarihinde de Suriye'deki Türkler için yurda dönüş yapmaları “kuvvetle
tavsiye” edilmişti! THY de, 01.Nisan itibariyle Suriye'ye olan tüm uçuşlarını
“uçuş güvenliği” nedeniyle durdurdu.
Yine mart aynın son haftası itibariyle
Norveç ve Belçika da; İngiltere, İtalya, Kanada, Fransa, İspanya, ABD ve Suudi
Arabistan gibi belli başlı ülkelerin ardından Şam Büyükelçiliği'ni kapatan
ülkeler kervanına katıldı.
Türkiye'nin hassas ve stratejik
kurumlarında son haftalarda fazla mesai yapılmaya başlandı, personel yoğun
çalışıyor!
Euronews'te, CCTV News'te, France24'te
ve diğer yabancı kanallarda son haftalarda Türkiye üst sıralarda haber olarak
yer almaya başladı. Haberin içeriği ne olursa olsun, Türkiye bir şekilde haber.
Terör, Türkiye'deki Suriyeli mülteci kampları, deprem... Türkiye'den bir önceki
yada bir sonraki haber ise mutlaka “Kürdistan” yada “Suriye” oluyor. Bu ilgi
nereden doğuyor?
Kofi Annan, eski BM Genel Sekreteri,
Güney Afrika Yahudileri'nden. Uyan Ey Türk Gidiyoruz adlı kitabımda kendisinden ve soyadının
Tevrat'taki kökeninden bahsetmiştim (Clinton ailesi de kitapta yer alan
kişilerden). Kofi Annna Siyonisttir, İsrail aşığıdır. Suriye konusunda BM Özel
Temsilcisi oldu, “barış sağlayacak”(!) adımlar atmaya çalışıyor. Sistem'in
adamıdır. Türkiye'ye-KKTC'ye-rahmetli Rauf Denktaş'a karşı yaptığı, Denktaş'ın
“hayır” dediği Annan planının isim babasıdır. ABD'nin Irak'ı işgalinden önce
Colin Powell'ın yürüttüğü ikna çabalarını bu sefer BM maskesiyle Kofi Annan
yürütmektedir. “Esad, değişime karşı duramaz” ve “Esad beni şok etti”
açıklamaları dikkat çekicidir.
Esad'a tanıdıkları süre 10.Nisan
tarihinde doluyormuş. Peki sonrasında ne olacak? Binlerce kişiyi öldürdüğü
iddia edilen bir diktatör, Esad devrilecek ve onun yerine 1,5 milyon Suriyeli
işkencelerle, tecavüzlerle öldürülüp demokrasi mi kurulacak, Irak'taki gibi?
Sistem, Esad ve onun akraba
yönetiminden nefret ediyorsa, tek derdi bu adamları/aileyi yönetimden
uzaklaştırıp Suriye'ye “demokrasi” getirmekse bunu, istenmeyen en üst (örneğin)
10 kişiye suikast yaparak halledemez mi? Sistem'in, yerine göre darbelerle,
suikastlerle, kazalarla(!) değiştirdiği yönetimlerin tarihini anlatan bir kitap
yazılsa, 24 cildi aşar, hatta ansiklopedi olur.
Demek ki asıl dert yönetim yada Esad
değil; Suriye'ye girmek, kalmak, toplumu piyasalaştırmak, para-petrol-suyu
şirketlere verip bölgede hakimiyeti sağlamak, Filistin'in bağını kesmek ve
Filistin'i düşürmek, İran'ı yalnız bırakmak, Irak'tan sonra Suriye'de de
Kürtlere devlet (özerk bölge) vermek, günümüz 200 küsur devletli dünyasından
1000 küsur devletli dünyaya, 7 milyarlık dünyadan daha az nüfuslu bir dünyaya
geçmek...
Birkaç örnek sunmaya çalıştım. Irak'ın
işgalinden önce gördüğümüz, tanık olduğumuz süreç Suriye için de, güncel fakat
aynısı olarak yürüyor. Açıklamalar, devletler arası yoğun görüşmeler,
pazarlıklar, iknalar, askeri ve istihbari hareketlilik, finans sektörünün
aldığı önlemler, finansal harp ve ambargolar... Bir öncekinde kimyasal silahlar
bahane iken bu sefer ülkede yarattıkları kaotik ortam vesilesiyle yaşanan
trajik ölümler, karşılıklı katliamlar bahane. Önce Müslüman Müslüman'a karşı,
sonra Siyonist Haçlı Ordusu ve müttefikleri Müslüman'a karşı...
“Esad, 10.Nisan'a kadar ordusunu
çeksin, (bizim silahlandırdığımız) muhaliflere müdahale etmesin” diyorlar ve
ekliyorlar “çekilmezse...”
TEVFiK BiR / 08.Nisan.2012
www.uyaneyturkgidiyoruz.com “Bu kitabı iyi ki okumuşum”
diyeceksiniz.
No comments:
Post a Comment