Monday, April 2, 2012

Türk Romanları Türk Lehçeleri İçinde En Çok Uygurca Okunuyor



Eğer Türk Dünyası için bir Nobel Edebiyat Ödülü tayin edilmiş olsaydı, tartışmasız bir şekilde Tursunay Sakım hanım alırdı. Çünkü Türk yazar ve bilim adamlarının eserlerinin Uygur Türkleri arasında tanıtılmasında çok büyük emekleri vardır. Belki de Türkçe edebi ve ilmi eserlerin tanıtımını, Türkiye dışındaki bir Türk ülkesinde en çok onun yaptığını söyleyebiliriz.
Bu gün Uygur Türkleri, Reşat Nuri Güntekin, Necati Cumali, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Kerime Nadir ve Sabahatin Ali’nin romanlarını Uygurca okuyabiliyorlarsa, bunu Tursunay Sakım’a borçludurlar. Bu edebiyat ve kültür aşığı mümtaz insan, ne yazık ki, 2006 Eylül ayının ilk haftasında 68 yaşında vefat etmiş bulunmaktadır. Sağlığında kendisi ve eserleri Türkiye’de pek bilinmeyen bu kültür kadının ölümünden sonra Türk Kültür Dünyası’nda hak ettiği yeri alacağına inanıyoruz.
Urumçi’de yayınlanan Dil ve Tercüme Dergisi’nin 2006 yılının ilk sayısında, Türkolog, radyo gazetecisi, çevirmen ve yazar Tursunay Sakım ve çalışmaları hakkında bilgi veren geniş kapsamlı bir makale yayınlandı. Tahircan Muhammed tarafından kaleme alınan bu makalede belirtildiği gibi, 24.5.1938’de Urumçi’de orta halli ve bir ailede dünyaya gelen Tursunay Sakım 1956’da Urumçi II. Kızlar Pedagoji Enstitüsü’nden üstün başarıyla mezun oldu. Aynı sene Pekin’deki Merkezi Halk Radyosu Uygurca yayınları bölümünde çalışmaya başladı. 1959’da Merkezi Halk Radyosu’nun Uygurca Yayınları Bölümü, Xinjiang Uygur Muhtar Halk Radyosu ile birleştirilince muhabir, çevirmen, yazar ve spiker gibi radyo görevlileri de Urumçi’ye döndü. Merkezi Halk Radyosu yönetimi radyo çalışanlarının bilgi ve uzmanlıklarını arttırmak için Tursunay Sakım ve başka birkaç radyo görevlisini Pekin Radyo Enstitüsü Yabancı Diller Fakültesi Türk Dili Bölümü’nde tahsil görmesine imkân sağladı.
Tursunay Pekin’deki bu eğitimi sırasında, radyodan kopmadı. Boş vakitlerinde Pekin Radyosu’nun Türkçe yayınlarına katkıda bulundu. Böylece Tursunay okulda teorik olarak öğrendiklerini, radyoda pratiğe dökme imkân da buldu. Aynı zamanda radyoya ziyarete gelen veya geçici görev yapan Türklerle yaptığı temaslar sonucunda Türkiye ve Türkçe konusundaki bilgisini arttırma imkân da sahip oldu.
Tahircan Muhammed’in belirttiğine göre, Tursunay Sakım 1963 sonbaharında Pekin Radyo Enstitüsü Yabancı Diller Bölümü’nü birincilikle bitirdi. Bundan sonra Çin Uluslararası Yayınlar Türkçe Bölümünde tercüman, yazar ve spiker olarak çalışmaya başladı. Tursunay bu görevini 1995 Mayısında emekli olana dek sürdürdü. Radyo yayınlarında yaptığı Türkçe çeviriler, yazdığı makaleler ve Türkçe haber spikerliği her zaman beğeniyle takip edildi. Babası Sağımcan Kazak olmasına rağmen Uygur annesinin terbiyesinde yetişen Tursunay eserlerini Uygurca verdi.
Tursunay Hanim meslek hayatının daha başlarında tercümenin, özellikle edebiyat sahasındaki tercümenin önemini kavramıştı. Halkları birbirine yakınlaştıran en önemli aracın edebiyat olduğunun bilincine varmıştı. Bu yüzden boş vakitlerini kardeş ülke Türkiye’nin edebi eserlerini Uygur halkına tanıtmaya adadı. Türk Edebiyatı’nın önde gelen eserlerini hiç yorulmaksızın hayatının sonuna kadar tercüme ile meşgul oldu. Onun kaleminden çıkan onlarca eser sayesinde, Uygur lehçesi Türkçe romanların en çok çevrildiği Türk lehçesi unvanını kazandığını söyleyebiliriz. Bu da bize kültürel faaliyetlerde şahısların özverili faaliyetlerinin devletlerden bile önde gittiğinin en somut bir şekilde göstermektedir. Burada şu soruyu da kendi kendimize sorabiliriz, bağımsız yedi Türk Cumhuriyeti’n hepsinin Kültür Bakanlıkları var. Hatta bunların kültürel konularda ortak hareket etmek için oluşturdukları ve Merkezi Ankara’da bulunan TÜRKSOY teşkilatları var. Ancak, bunların hiçbiri bir diğerinin edebi eserlerini ülkesinde tanıtımında, Türk Dünyasının en uzak kösesindeki Tursunay Hanımın tek başına gerçekleştirdiği çalışmaları gerçekleştirememiştir.
Bu konuda katiyen mübalağa etmiyoruz. Çünkü Tursunay Hanım gerçekleştirdiği bu yayınların çokluğu bunu göstermektedir.
Tursunay Sakım’ın Türkçe romanlardan yaptığı çeviriler:
-Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı, 1982.
- Reşat Nuri Güntekin’in Hıçkırık romanı, 2002.
-Yasar Kemal’in İnce Mehmet romanı 4 cilt, 1985, 1986, 1988, 1991.
-Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna isimli romanını Cuvlık Hanım adıyla 1996’da yayınladı.
-Kerime Nadir, Öğrenci, 1999.
-Kerime Nadir, Uykusuz Geceler, 2000.
-Necati Cumali, Susuz Yaz, 1998.
-Aziz Nesin, “It Kuyruğu” ve “Ben Nasıl Ölmek İstedim” gibi otuz kadar hikâyesini 80-90’li yıllarda çeşitli dergilerde yayınladı.
Tursunay Hanim edebi eserlerden başka ilmi ve tarihi çalışmaları da Uygurcaya kazandırdı. Bunlardan bazıları:
-Reşit Rahmeti Arat’ın yayına hazırladığı Kutadgu Bilig isimli eseri baştan sona Uygurcaya çevirdi.
-Bahaddin Ögel’in Hun İmparatorluğu Tarihi isimli iki ciltlik eserini tercüme etti. Bu eser henüz basılmadı. Ancak, basılmak üzere Xinjiang Sosyal Bilimler Akademisi’nde beklemektedir.
-Reşat Genç, Karahanlı Devlet Teşkilatı, 1990’da Urumçi’de 7.500 tirajla yayınlandı.
-Reşat Genç, XI. Asırdaki Türk Halklarının Sosyal Durumu, Xinjiang Halk Neşriyatı yayınları arasında yakın gelecekte çıkması bekleniyor.
-Şakir Ülkütaşır, Büyük Dilci Kaşgarlı Mahmut, Urumçi, 2000.
-A. Dilaçar, Kutadgu Bilig İncelemeleri, yakında Xinjiang Halk Neşriyatı yayınları arasında basılması bekleniyor.
Tursunay Sakım, romanlardan başka Türkçe film çevirileri de yaptı. Sayısı 30’u bulan film çevirileri arasında “İbret”, “Zeynepler Ölmesin”, “Sabilerde Ne Günah”, “Sevdalı Kadın”, “Akıllı Şaban” gibi filmler bulunmaktadır. Bunlardan başka Uygurca ve Çinceden de Türkçeye çevirileri de vardır.
Tursunay Sakım ayrıca Türkiye’deki çeşitli bilimsel toplantılara katılarak bildiriler sundu. Bunlardan bazılarını sayarsak:
-1992’de Doğumunun 250. Yıldönümünde Yunus Emre konulu uluslarası sempozyuma şeref konuğu olarak katıldı. Kendisine Türkiye Folklor Cemiyeti tarafından Türk ve Çin halkları arasındaki dostluğun pekişmesinde oynadığı rol için bir şükran plaketi verildi.
-İstanbul’da 1982’de düzenlenen VI. Uluslararası Türkoloji Kongresi’ne “Türk Dilleri Divanı” ve “Çin’de Kutadgu Bilig Üzerine Araştırmalar” bildirileri ile katıldı.
-Eskişehir’de 1985’te II. Uluslararası Folklor Araştırmalarına “Uygur Halkının Muhabbet Koskaları” ile katıldı. Onu bu bildirisi II. Türk Halk Edebiyatı Semineri Bildirileri Yunus Emre Kültür Sanat Ve Turizm Vakfı Yayınları, Eskişehir 1987, s. 295-301 yayınlandı.
-Konya’da 1988’de düzenlenen Uluslararası Edebiyat İncelemeleri Sempozyumuna “Türk Boylarında ‘Uğurlu Sayılar’ İnancı” ile katildi. Onun bu bildirisi I. Milletlerarası Türk Halk Edebiyatı ve Folklor Kongresi Bildirileri, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya 1988’de yayınlandı.
Tursunay Hanim Çin’deki bilimsel sempozyumlara da katılarak Türk Kültürü üzerine birçok bildiri sundu. Bunlardan bazıları:
-Pekin’de 1991’de düzenlenen VI. Türkoloji Kongresi, “Türkçülük ve Pantürkizm”.
-Pekin’de 1993’de düzenlenen VII. Türkoloji Kongresi, “Türk Dilleri ile Türkçe (Türkiye Türkçesi) Arasındaki İlişkiler”.
-Kaşgar’da 1998 Ekim’de düzenlenen Yusuf Has Hatip’in Doğumunun 980. Yıldönümü ve Kutadgu Bilig’in 928. Yıldönümü Sempozyumu, “Kutadgu Bilig’deki Dil ile İlgili İzahlar”.
-Kaşgar’da 1988 Ağustos’ta düzenlenen Kutadgu Bilig Sempozyumu, “Türkiye’de Kutadgu Bilig Üzerine Çalışmalar”.
-Kaşgar’da 2005 Ekim’de Kaşgarlı Mahmut’un Doğumunun 1000. Yılı Sempozyumu, “XI. Yüzyıldaki Uygurların Kıyafet Kültürü”.
Bunlardan başka Tursunay Sakım’ın Türk dili ve kültürü üzerine birçok makalesi çeşitli dergilerde yayınlandı. Onun ölümünden önce yayınladığı son makalesi “Azizler Ölmez: Aziz Nesin ile Sohbet” adıyla Tarım Dergisi’nin 2006 sayısında yayınlandı. Yine Tursunay ’ın son kitap çalışması ise “Bizim İsimlerimiz, Uygur Kişi Adları Sözlüğü” adıyla Xinjiang Halk Neşriyatına basılmak üzere teslim edildi.
İlim aşığı Tursunay Hanım hayatı boyunca topladığı yüzlerce ciltlik değerli kütüphanesini 2004’te Xinjiang Pedagoji Üniversitesi Filoloji Bölümü’ne bağışladı. Böylece kendisinden sonra kütüphanesinden başakların da istifadesine zemin hazırladı. Bundan dolay üniversite tarafından kendisine bir teşekkür plaketi ve fahri profesörlük verildi. Tursunay Hanımın Türk diline yaptığı önemli hizmetlerinden biri de Uygur ve Kazak gençleri arasında Türk dili uzmanlarının yetişmesine gayret etmesidir. 1993 yılından itibaren Türk dili uzmanlarının yetiştirilmesine emek sarf eden Tursunay ölümüne değin 30 kadar genci Türkçe uzmanı olarak eğitti.
Tursunay Sakım’ın çalışmaları yukarıda görüldüğü gibi saymakla bitecek gibi değildir. Türk Dünyası’nın diğer ülkelerinde, Türk Edebiyatı ve Kültürü üzerine bu çapta çalışma yapmış ikinci bir araştırmacıya rastlamak zordur. Bu yüzden yazımızın başında, eğer Türk Dünyası’nda bir Nobel Edebiyat Ödülü olsaydı, eminiz ki, tereddütsüz bunu Tursunay Hanım hak edecektir, dedik. Ne yazık ki, marifetin iltifata tabi olduğunu çoğunlukla unutuyoruz ve sanatçı ve kültür adamlarımıza sağlığında takdir ederek ödül vermeyi ihmal ediyoruz. İşte bunlardan biri de Tursunay Sakım’dır. 2006 senesi Eylül ayında vefat eden bu büyük insanı rahmetle anıyor, devlet ve kültür adamlarımızın bu kültür abidesi hanımefendinin adını Türkiye’de sonsuza dek yasatacak çalışmaları ihmal etmeyeceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla
İstanbul,
Abdulvahap Kara

No comments:

Post a Comment